Beylikdüzü Escort ❤️

BEYLİKDÜZÜ ESCORT BAYANLAR

partner bayan

DUYGULARIN RENGİ -6

duyguların rengi  4 Erkekler yalan söylerken aşağıya kadınlar ise yukarı- ya bakarlar. Erkekleri suç işlemiş çocuk gibi görebilirsi- niz. Kadınlar ise burnundan kıl aldırmayan biri gibidirler. Gözler aynı zamanda her iki cinste de sağa bakar. Çünkü insanlar geleceği düşünürken yapısal olarak sağa bakarlar. Sağa bakmak bir tasarı olduğundan gelecekle alakalıdır. Yani her yalan söyleyen sağa bakar. Yalnız her sağa bakan da yalan söylemez. Bunun için saydığım her şeyin bir arada olması şart.Genellikle göz kontağı kurulmaz. Kadın da erkek de göz- lerini birbirinden kaçırırlar. Yalan söylerken tek kullanılan yer ağızdır, bu yüzden yalan söyleyen genellikle ağzını kapatma eğilimi gösterir. Özellikle bir parmağını dudağına götürüp kaşır gibi yapabilir. Yalan söylerken kan basıncı normalin üstüne çıkar. Yüzün en hassas yerlerinden olan burun üstü ise kaşınmaya başlar. Genellikle erkekler burnunu kaşırlar. Kadınlar ise hafif bir dokunuş yaparlar.Bedendeki hareketlerde hızlanma olur. Doğru söyleyen insan sakin ve emindir. Yalan söyleyen kişideki sakinlik gi- der ve gereksiz

DUYGULARIN RENGİ -5-

DUYGULARIN RENGİ “Nick!” Kadın elinde tuttuğu içkiye aldırış etmek- sizin sevinçle gülerek kendisini Nick’in kollarına attı ve Bebe’nin az önce gösterdiği samimiyete benzer bir şekilde onu öpmeye başladı. “Aylardır seni göremiyoruz!” diye onu azarladı geri çekilirken. “Söylesene, neler yapıyordun?” “Bazılarımızın hâlâ yaşamak için çalışmaya ihtiyacı var,” dedi Nick içten bir gülümsemeyle. Uzanıp Lauren’ın elinden tutarak onu arkadaşlarının oluşturduğu çembere doğru çekti. “Lauren, seni ev sahiplerimiz olan Tracy ve Gcorgc Middlcton ile tanıştırayım.” “Lauren, tanıştığımıza çok sevindim,” dedi Tracy ve Nick’c dönerek ekledi: “Neden ikiniz burada tek başınıza duruyorsunuz? Kimse geldiğinizi bile fark etmeyecek.” “Ben de bu yüzden burada durmayı tercih ediyorum,” dedi Nick açık bir şekilde. Tracy kederli bir kahkaha attı. “Sana bunun küçük bir parti olacağına söz verdiğimi biliyorum. Yemin ederim, davet ettiğimiz herkesin geleceğini ummuyorduk. Bu du- rumun evde yarattığı karışıklığı hayal dahi edemezsin.” Lauren rengi mora dönen gökyüzüne, ardından om- zunun üstünden iskeleye baktı. Neredeyse tüm konuk-

KALBİMDEKİ ACI

KALBİMDEKİ ACı “Hayır, lütfen zahmet etmeyin,” diye hemen itiraz etti Lauren. Tony ona aldırış etmedi. “Detroit gibi büyük bir şehir- de senin gibi hoş bir italyan kızın kendisini koruyacak bir aileye ihtiyacı vardır. Sık sık bizi ziyarete gel… Restoranın üstündeki dairelerde oturuyoruz. Ricco, Dominic…” dedi Tony sertçe. “Lauric geldiğinde ona göz kulak olun. Joc, sen de Ricco ve Dominic’e göz kulak ol!” Kahkaha atmaya başlayan Lauren’a dönerek, “Joe evli,” dijre açıkladı. Neşesini güçlükle bastıran Lauren kendisini korumak- la görevli dörtlüye sevinçle ışıldayan gözlerle baktı. “Benim gözüm kimin üzerinde olsun peki?” diye şakacı bir dille sordu. Bu dört İtalyan esmer adam kafalarını kusursuz bir uyumla sallayarak sandalyesinde neşeli bir ifadeyle oturan Nick’i işaret ettiler. Nick sandalyesine yerleşerek, “Lauren bana kendi ba- şının çaresine bakabileceğini söyledi.” dedi ve soğukkanlı bir şekilde sandalyesini geriye itip ayağa kalktı. Nick telefon açması gerektiğini söylemiş ve bu sırada Lauren da koridorun sonundaki bayanlar tuvaletine git- mişti.

GÜNLER NASIL GEÇİYOR

GÜNLER NASIL GEÇİYOR? “Tek bir başarı vardır. O da istediğiniz şekilde yaşamaktır.” Christopher Morley Haftanın en favori günü Cuma… Çünkü hem akşamında cazip bir program yapma ihtimali var, hem de arkasından gelecek upuzuuun bir hafta sonu tati- li… En bedbaht gün de pazartesi tabii… Neyse ki ben -işimi acayip çok sevdiğim için- pazartesi send- romunu neredeyse hiç yaşamadığımı söyleyebilirim. Benim işe dönüş sendromum daha çok uzun tatillerin bitişinde oluyor. Daha ofisimin bulunduğu koridora adımımı attığım anda gözlerimi kırpıştırmak zorunda kalıyorum. Işıklandırma, halı- nın rengi, duvarlar… Sanki hem hatırladığım hem de hatırla- madığım bir yere gelmiş gibiyim. Çok garip bir his, ne oldu- ğunu tam çözebilmiş değilim. * Günler genelde sabah yataktan kalkmak için debelenmek- le başlar. “Beş dakika daha, beş dakika daha” derken işe kılpa- yı yetişilir. İşe şöyle yarım saat öncesinde gidenlerimiz oluyor mu? Erkeklerde rastlıyorum da, bizde çok az. Genelde makyaj ve kahvaltı işyerine bırakılır. İşyerindeki bayanlar tuvaleti,

KIZ TAVLAMAK

KIZ TAVLAMAK © Benim ergenlik dönemimde piyasada ‘Kız Tavlama Sa- natı’, ‘En Güzel Aşk Mektupları’ gibi kitaplar vardı. Halen olduklarını pek sanmıyorum. Çünkü o günden bugüne ar- tan bir şekilde, en azından bir kesimde, kız-erkek arkadaş- lığını cinsel boyutlara, tavlama kelimesini başka amaçlara taşıdık ki… O kitaplarda neler yazardı hatırlamıyorum ama eminim ki, uzaktan bakma, gülümseme, kibar konuşma, yardım etme gibi, şu anda bizim kuşağa masum, yeni kuşa- ğa ise garip, hatta komik gelecek önerilerdi onlar. Sonra değişen dünyayla birlikte masumiyet de bitti. Çocuklar aşk- la, cinsellikle çok erken tanışır oldular. Daha kreşteyken aşklarından, kıskançlıklarından bahsetmeye başladılar.Cinsel ilişki kurma yaşı gittikçe düştü. Tanışıp, ardından hemen cinsel ilişki kurmanın adı aşk oldu. Gerçekten kız tavlamak nasıl olur? Galiba önce ‘tavla- mak’ ne demek onu anlamak gerekir. Kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak yumuşatmak; tavlamanın sözcük an- lamı bu. Sanırım kızlar ya da erkekler için kullandığında, tavlamaktan kast edilen bir çeşit ilişki kurmak

FİZYOGNOMİ -2-

FİZYOGNOMİ -2- lar; bu köpek tipine uygın gelmektedir. Alnı düzgün kaare şeklinde olan insanlar ahfikcğinüllüdürler; bu aslan tipime uygun gelmektedir. Alnı kırışıkolan insanlar mağrurdurlar; bu boğa ve aslan tipine uygun gelmektedir. Alnında kırışık- lar olmayan insanlar yalakadırlır. Dolayısıyla, alnın kırışıklı durumu kibirlilik, kırışıksız durunu ise yalakalığı ifade et- tiği için, en iyisi orta durum olacâkır. Başı büyük olan in- sanlar hassastırlar. Bu köpek tipine uyguı çelmektedir. Başı küçük olan insanlar duygusuzdurlar; bu domuztipine uy- gun gelmektedir. Kafası yukarıya doğru ensizleşeiıinsanlar (yumurta kafalı) yüzsüzdürler; bu eğri tırnaklı kuştipine uygun gelmektedir. Kulağı küçük olanlar maymuna,’tiıyük olanlar ise eşeğe benzemektedirler. Köpeklerde ise kulillar daha orantılıdır. Saç Rengi Sarışın saçlı insanlar cesurdurlar; bu aslan tipine uygun gelmektedir. Saçları aşırı kızıl olan insanlar kurnazdırlar; bu tilki tipine uygun gelmektedir. Yüz rengi solgun ve de- ğişik tonda olan insanlar korkaktırlar. Bu korku anında or- taya çıkan duruma uygun gelmektedir. Bal sarısı renginde olan insanlar soğukturlar. Soğuk

FİZYOGNOMİ 1-

FİZYOGNOMİ 1- Burun Burun deliklerinin duvarları kalın olan insanlar iyi kalplidir- ler. Bu öküz tipine uygun gelmektedir. Burun deliklerinin du- varları ince olan insanlar hırçın bir yapıya ve karaktere sahiptir- ler; bu köpek tipine uygun gelmektedir. Burun delikleri dairevi olan insanlar alçakgönüllüdürler. Bu durum aslanlarla benzer- lik oluşturmaktadır. Burnu ensiz olan insanlar (sivri burunlu- lar) kuşlara benzemektedirler. Burnunun ucu enli olan insanlar mantıksız hareket ederler. Bu domuzlara uygun gelmektedir. Direkt alından başlayan gaga burunlu insanlar arsızdırlar; bu, karga tipine uygun gelmektedir. Alından keskin bir şekilde ay- rılan gaga burunlu insanlar alçakgönüllüdürler. Bu kartal tipine uygun gelmektedir. Burnun alınla birleştiği yerde çökük, burun kavsi yukarıya doğru eğilmiş olan insanlar şehvetli ve ihtiras- lıdırlar. Bu horoz tipine uygun gelmektedir. Düz ve kalkık bu- runlu insanlar şehvetli ve ihtiraslıdırlar; bu geyik tipine uygun gelmektedir. Burun delikleri geniş olan insanlar sinirlidirler. Bilindiği gibi bu durum sinirlilik halinde ortaya çıkmaktadır. Yüz Yapısı Yüzü enli ve

DUYGULARIN RENGİ 4-

DUYGULARIN RENGİ 4- rar verebileceğini biliriz yani, biliriz de nasıl yapmayacağı- mızı becermek de zorlanırız. Oysa bir an gelir, öfkenizin yersizliğini, isteklerinizin anlamsızlığını, karşınızdakilerin şaşkınlığını görebilirsiniz. Çok öfkeliyken birden gülmeye başladığınız olmadı mı hiç.7 Ama dikkatli olmakta yarar var, karşıdakiler onlarla dalga geçtiğinizi düşünebilir siz öf- kenizi gülmeceye dönüştürürken. Öfkeli insanların davra- nışları, komedi filmlerinde çoğu zaman güldürür bizleri. Güldüren kontrolsüzlükleridir. Belki kendi öfkemizi kont- rol ederek, kendimizi güldürmeyi becerebiliriz. Öfkelendi- ğimizi bildiğimiz şeylere yakın olmak, içinde olmak ve on- larla olmak zorunda değiliz ayrıca. Kimi zaman, onların yok olmasını sağlayamıyor ve başkalarını değiştiremiyor- sak, uzak durma, görmeme hakkımızı kullanabiliriz. Öflce doğal bir duygu. Ve hep olacak, çünkü onu orta- ya çıkaran olayların çoğu yaşamın bir parçası ve yaşam da bizim. Amaç öfkelenmemek değil, öfkenin kaynağını keşfe- dip, ona karşı tedbir almak ve öfkenin dışavurum biçimini seçmek. Unutmayın, öfke bir duygu ama ortaya çıkardığı davranışın ne olacağına siz karar vereceksiniz.Yl1

DUYGULARIN RENGİ 3-

DUYGULARIN RENGİ 3- başını öperdi. Canım efendiminin yerini, “Bunu mu özle- mişim?” sorusu, aranan masalcı ninenin yerini masalın cadısı alırdı. O zaman özlem duymayalım mı.7 Hayır! Özlemek ve öz- lenene kavuşmak mutluluklardan biri. Yeter ki gerçeği öz- leyelim, yeter ki özlerken gerçekçi olabilelim. Bazen evlili- ğin sandığımız kadar masal dünyası olmadığını, bekarlığın da isteklerimize kavuşma özgürlüğü olmadığını bilelim. Eğitimin yetmediğini, eğitimsizliğin ise olumsuzluğunu bi- lerek, paranın mutluluk getirmediğini, parasız da sorun olabileceğini, sürekli evden uzak olmanın cazip olabileceği- ni, ama gezmek için çok uzağa gitmek gerekmediğini bile- rek özleyelim. Bilerek özleyelim ki, özlem acı değil, çaba ge- tirsin, heyecan getirsin, başarı getirsin. Sıla biziz, olumsuz- luklarıyla, yanlışlarıyla, eksikleriyle biz ve bizim parçaları- mız. Onu özlerken gerçekleriyle hayal edelim ki, kavuştuğu- muzda evimizde olduğumuzu, bizi bulduğumuzu hissedebi- lelim. Sevgili, paylaşmak demektir, duymak demektir, kız- gınlıklara, kırgınlıklara katlanabilmek demektir, olumsuz- luklarına karşın seçtiğimiz demektir, istediğimiz demektir, yansıtabildiğimiz değer demektir. Onu özlemek için

DUYGULARIN RENGİ 2-

DUYGULARIN RENGİ  2- ne işe yarayacaklarını bilemez haldeler. Çalışanlar umut- suz, işlerinin geleceğini göremediklerinden, işsizler umut- suz, isteklerine kavuşamadıklarından. Siyasiler umutsuz, yazgılarını başkalarının başarılarına bağladıklarından. Yaş- lılar umutsuz gençlere güvenemedikleri ama onların gele- cek olduklarını bildiklerinden. Toplumca depresyonda mıyız? Biz mi yitirdik umutları- mızı yoksa birileri umudun yaşayanlar için olduğunu bili- yor ve doğrudan yok etmek yerine, umutlarımızı mı çalıyor- lar? Gasp, hırsızlık ve suç arttı, sokaklar güvensiz, evimiz bile güvensiz diye düşünmeye başladıysak, aslında umutla- rı olmadığı için sokaklarda olan bir avuç sokak çocuğunun felaketimiz olacağına inanmış, sokakları onlara değil, onla- rı sokaklara teslim ettiğimiz gerçeğini bile gözden kaçıracak kadar yılmışsak, ülkemizin gücünü, varlığımızın gücünü unutmuşsak, umutlarımızı, mücadele gücümüzü çalmaları- na izin vermişiz demek ki. Umutsuzluk karanlık bir duygu. Karanlık içinde kalma- ya da, bırakılmaya da karşı çıkmak gerek. Umutsuzluğun nedeni depresyonsa önemli değil, doktoru var, tedavisi var. Ama umutsuzluğun nedeni başkalarıysa sakın izin verme- yin, çünkü çalınan, umutlarınızla

Sayfa 10 of 24 1 8 9 10 11 12 24