KALBİMDEKİ ACI

    Model Detayları

    • Kayıt Tarih: 21 Mayıs 2013 9:48:31
    • Bitiş Tarihi: Bu ilanin süresi doldu

    Model Açıklaması

    KALBİMDEKİ ACı

    “Hayır, lütfen zahmet etmeyin,” diye hemen itiraz etti
    Lauren.
    Tony ona aldırış etmedi. “Detroit gibi büyük bir şehir-
    de senin gibi hoş bir italyan kızın kendisini koruyacak bir
    aileye ihtiyacı vardır. Sık sık bizi ziyarete gel… Restoranın
    üstündeki dairelerde oturuyoruz. Ricco, Dominic…” dedi
    Tony sertçe. “Lauric geldiğinde ona göz kulak olun. Joc,
    sen de Ricco ve Dominic’e göz kulak ol!”
    Kahkaha atmaya başlayan Lauren’a dönerek, “Joe evli,”
    dijre açıkladı.
    Neşesini güçlükle bastıran Lauren kendisini korumak-
    la görevli dörtlüye sevinçle ışıldayan gözlerle baktı. “Benim
    gözüm kimin üzerinde olsun peki?” diye şakacı bir dille
    sordu.
    Bu dört İtalyan esmer adam kafalarını kusursuz bir
    uyumla sallayarak sandalyesinde neşeli bir ifadeyle oturan
    Nick’i işaret ettiler.
    Nick sandalyesine yerleşerek, “Lauren bana kendi ba-
    şının çaresine bakabileceğini söyledi.” dedi ve soğukkanlı
    bir şekilde sandalyesini geriye itip ayağa kalktı.
    Nick telefon açması gerektiğini söylemiş ve bu sırada
    Lauren da koridorun sonundaki bayanlar tuvaletine git-
    mişti. Dışarı çıkar çıkmaz girişteki telefonun başında du-
    ran Nick’in geniş omuzlarını ve üçgenimsi sırtını hemen
    tanımıştı. Kalın bariton sesini kısarak konuşuyordu ama
    Lauren ağzından çıkan sözcüklerden birini net olarak duy-
    muştu: “Ericka.”
    Lauren bunun başka bir kadını aramak için ne kadar tu-
    haf bir zaman olduğunu içinden geçirdi. Yoksa tuhaf değil
    miydi? Ev sahipleri partiye yanında birini getirmesini bek-
    liyorlardı ve Nick hiç şüphesiz Lauren ile karşılaşana dek
    65partiye gideceği kişiyi ayarlamış olmalıydı. Nick başkasına
    olan sözünü bozuyordu!
    Nick, Lauren’ın Pontiac Trans Am marka spor otomo-
    biline binip motoru çalıştırdı, gösterge panosunda jenera-
    törün kırmızı ikaz lambasının yandığını görünce de kaşla-
    rını çattı. “Jeneratörde bir sorun olduğunu sanmıyorum,”
    diye telaşla açıklamaya başladı Laurcn. “Buraya gelirken
    yolda durup bir tamirciye kontrol ettirmiştim. Hiçbir şey
    bulamamıştı, sanırım ikaz lambasında bir sorun var. Araba
    henüz altı aylık.”
    Nick bir süre düşündükten sonra, “Neden kuzeye
    doğru gidip nasıl çalıştığına bakmıyoruz,” dedi. “Böylece
    Missoııri’yc giderken jeneratör bozulsa bile yanında biri
    olmuş olur.
    Laurcn dünden razı bir şekilde, “Harika,” dedi.
    “Ailenden ve kendinden biraz daha bahseder misin?”
    diye sordu Nick otoparktan çıkarlarken.
    Gerginliğini belli etmemeye çalışan Laurcn yüzünü
    öniinc çevirdi. Örmeye başladığı küçük aldatmaca ağı çok-
    tan büyümeye başlayarak karman çorman bir hal almıştı.
    Nick’in Sinco’da tanıdıkları olduğu için Laurcn başvuru-
    sunda bilerek üniversite diplomasından bahsetmediğini
    dile getirmeye çakinmişti. Pencereden dışarıya, görkem-
    li Rönesans Mcrkczi’ııe bakarak içini çekti. Aslında son
    derece dürüst bir insan olmasına rağmen ona çoktan yaşı
    hakkında yalan söylemişti. Çünkü üç hafta sonra yirmi
    üç yaşında olacaktı. Ayrıca onun gözleri önünde Tony’ye
    Dctroit’te hiç arkadaşı ve akrabası olmadığını açıklamıştı.
    Şimdi ise hayatının son beş senesini dikkatli bir şekilde
    unutması gerekiyordu.
    “Zor bir soru mu oldu?” diye şakalaştı Nick.
    66Gülümsemesi kalp atışlarını dcliccsinc etkiliyordu. Eli-
    ni uzatıp çenesine koymak, biçimli dudaklarına dokunmak
    istiyordu. Gömleğinin yakası açıktı ve Laııren üçüncü düğ-
    mesinin üzerinden başlayan derin V yakasından görünen
    koyu renkli tüyleri okşamak istiyordu. Parfümünün baha-
    ratlı kokusu bile onu baştan çıkarıp daha da çok kendisine
    çekiyordu. “Anlatacak pek fazla şeyim yok. Üvey kardeşim
    Lenny yirmi dört yaşında, evli ve kendi ailesini kurmak
    üzere. Üvey kız kardeşim Mclissa ise yirmi beş yaşında ve
    Nisan’da evlendi. Eşi, bu arabayı aldığım Pontiac bayisin-
    de araba tamircisi olarak çalışıyor.”
    “Peki ya baban ve üvey annen?”
    “Babam öğretmen. Çok zeki ve akıllı. Üvey annem çok
    hoş biri ve babama da çok düşkün.”
    “Baban bir öğretmen olduğuna göre sekreterlik yapmak
    yerine üniversiteye gitmen, konusunda seni teşvik etme-
    mesine çok şaşırdım.”
    “Üniversiteye gitmemi istemişti,” diye geçiştirerek kar-
    şılık veren Laııren Nick’in dikkatini şerit değiştirmeye ve
    eyaletlcrarası 75. otoyolun giriş rampasında geniş döne-
    meci almaya verdiğini görünce rahatladı. Ekspres yol, on-
    ları şehrin içinden geçirerek fabrikaların ve şehir dışındaki
    küçük evlerin olduğu ücra köşelere doğru götürüyordu.
    “Yedek kıyafetlerin nerede peki?” diye sordu Laııren bir-
    denbire. “Senin de yanına küçük bir çanta alman gerek-
    mez mi?”
    “Hayır. Kıyafetlerimden bazıları Harbor Springs’teki
    başka bir evde.”
    Arabanın açık camından içeri süzülen rüzgâr gür, kah-
    verengi saçlarını hafifçe dağıttı. Saçları dümdüz duracak
    şekilde kesilmiş ve şekillendirilmiş olsa da ense kısmı

    İlan ID: 8116050cb38e772f

      

    Bir Cevap Bırakın

    Yorum yazmak için giriş yapmalısınız.