'escort bayan'

partner bayan

Bu tip kadınlar erkekler için öncelikli cinsel yaşamlarını

19 Haziran 2013

Bu tip kadınlar erkekler için öncelikli cinsel yaşamlarını paylaştıkları düzenli seks hayatları için idealdirler. Kadınsı- lıkları abartı, eğlenme hazları yüksek ve genellikle duygula- rının dikinde yaşayan kadınlardır. Bu kategorideki kadınlar erkekler için fazla heyecan yüklüdürler. Bu heyecan yüzün- den uzun soluklu ilişki olmaz. Genellikle sevdiğinden ayrıl- mış ya da boşanmış erkekler hemen böyle bir ilişki ararlar. Kendilerini iyi hissetmek için ihtiyaçları budur. Üzücü gelse de böyle kadınlar da yok değil. Hayatlarını devam ettirebil- mek için tüm masraflarını erkeklere karşılatan ve sürekli sana ihtiyacım var diyerek yaşayan kadınlardır. Erkekleri cinsel yönden fazlasıyla tatmin ederler ama istekleri bitmez. Aşırı kaprisli, egoları yüksek ve tüketim odaklıdırlar. Yaptıkları her hatanın haklı bir nedeni vardır. Genellikle geçmişte kendi aileleriyle ciddi problem yaşa- mışlardır. Bu çoğu zaman baba travması olduğu için kendi geçmişlerinin intikamlarını erkek partnerlerinden alırlar. Aslında gerçekten hiç güçlü değillerdir, yaptıkları şey dişilik- lerinin arkasına güçsüz bir kadın saklamaktır. Duygularını yüksek yaşarlar, abartı vardır.

muzlu pasta 9

muzlu pasta  9 EYVAH! GEÇ KALIYORUM! “Hayatı seviyor musun? öyleyse zamanını israf etme, çünkü hayatın yapıldığı madde zamandır.” Benjamin Franklin Bu paniğin en bilinen belirtilerinden biri “Bu ilişki nereye gidiyor?” sendromudur. Bir ilişki sürdükçe sürüyor ve ufukta evlilik görünmüyorsa, o zaman durup bir düşünmelidir, iliş- kinin sonu bir yere varmayacaksa, vakit kaybetmemelidir. İşte bu psikolojiyle güzelim ilişkiler bir çırpıda bitirilir. İçimizde, “Sonu nereye varırsa varır. Mühim olan yaşanı- lan güzel anlardır.” deme cesaretini gösterebilen aslan yürek- lilerin sayısı pek azdır. Öylesine şartlandırılmışız ki. Çocukluk günlerimizden beri, oyuncak olarak elimize hep bebekler, plastik çay-kahve fincanları, küçük ocaklar, tencere- ler filan verilmiş. Bebeklerimizi pışpışlamış, altlarını temizle- miş, saçlarını taramış-örmüş, onlara kıyafetler dikmişiz. Haya- li misafirlerimize görünmez yemekler pişirip boş tabaklarda ikram etmişiz. Gelecekte üstleneceğimiz “anne”lik rolüne daha o zaman- dan, böylece hazırlanırmışız. Gelecekte izleyeceğimiz yol, yani evlenip çoluk çocuğa ka- rışmamız gerektiği, bilinçaltımıza böylece işlenirmiş. Kafalarımızın içinde bu kayıtlarla yaşarken, toplumda ya-

muzlu pasta 7

KIZ MUHABBETLERİ “Kullandığınız kelimeler, nasıl yaşayacağınızı belirlerler.” Yunan Atasözü a)    Ekonomi b)    Politika c)    Dekorasyon d)    Yemek tarifleri e)    Hiçbiri Bildiniz! Bunlar, “kız muhabbetlerinde en çok ne konuşulur?” soru- sunun çok seçenekli cevaplarıydı. Doğru cevap da hiç kuşku- suz “e” şıkkı, yani “Hiçbiri” idi. Tamam. Böylece, kız muhabbetlerinde ne konuşmadığımızı söyle- miş oldum. E ne konuşuyoruz o zaman? Erkekler… İlişkiler… Erkekler… İlişkiler… Erkekler… Haftanın beş günü, günde minimum sekiz saat çalışıyoruz. Hayatımız enflasyon tahminleri, kur varsayımları, ithalat mev- zuatındaki değişiklikler, A tipi fonlar, B tipi fonlar, C tipi fon- lar arasında geçiyor. Bizler iş kadınlarıyız. Makro düşünür, mikro uygularız. İş- lerimizde uzmanlaşmışız, çok iyi işler ortaya çıkarırız.Ama biz kadınız! Süslü unvanlarımız ve başarılı kimliklerimizin arkasında her birimiz birer kadın. Duygusalız. Süslenmeyi, iyi giyinmeyi, güzel olmayı ve beğenilmeyi çok severiz. Gezip tozmaya, eğlenmeye bayılırız… Sevgililerimize taparız. Hal böyle olunca da, ne enflasyon ne de İMKB, gerçekte il- gimizi çeken konular çok

muzlu pasta 6-

29 Mayıs 2013

muzlu pasta  6- Neleri Dert Ediniriz? —    Ben ona “Aşkım” yazdım, o bana cevabında “Canım” dedi. Acaba çok mu anlam yükledim? Aynı şeyleri hissetmi- yor muyuz? Belki de hissetmiyoruz ve beni frenlemek isti- yor… —    Nereden çıkarıyorsun bunları canım yaaa… Belki işte başı çok kalabalıktı ve bir çırpıda yazdı… Bence boşuna endi- şeleniyorsun… Hem zaten erkekler bizim kadar duygu yüklü olamıyorlar, canım-cicim yapamıyorlar ki… —    Ama bak bitirirken ben ona “Muckssssssssssss” yazmış- tım, o bana “Öptüm” demiş…. Yok yok, beni sevmiyor gali- ba… Üffffff… Daha Daha Neler Konuşuruz? —    İlk g-sfringimi 96 yılında giymiştim. —    96 mı? O zamanlar g-string var mıydı ki? Ben sanıyorum 99’da filan giydim… —    Vardı vardı ama yeni çıkmıştı. Öyle çok yaygın değildi. Nasıl rahat ettim, anlatamam. —    Ay gerçekten çok rahatlar. Şimdi eski tipler bana baba- anne çamaşırı gibi geliyor. Giyenleri resmen küçümsüyorum! —    Sen her gün mü giyiyorsun? Ben periyodik günlerde ra- hat

AŞKIN EVRELERİ

AŞKIN EVRELERİ Kime nerede, ne zaman ÂŞIK olacağımızı bilemeyiz. Böyle bir bilinç olsaydı aşk raflarda kalırdı, aranılan ve ar- zulanan olmazdı. Kimin evladı olduğumuz, hangi kültürde yetiştiğimiz, genetik kodlarımız ve karakter özelliklerimiz kime âşık olacağımızı belirleyen unsurlardır. Bu yüzden her karşımıza çıkana ÂŞIK olamayız. Aslında bir aydınlanma olan aşk, yıllarca kirlenen zihni- mizin aynı zamanda da ilacı oluyor. Gerçek AŞK insanı ken- di gerçekliğine götürüyor. Aşkın olmadığı zamanlarda insan sadece kendini ayakta tutacak şeylerin anlamlarını bilirken âşık olduğu zaman ilişkisi olduğu olmadığı onun için anlam ifade ediyor. İşte yaşamın tadı dediğimiz şey buradan geliyor. Birçok dinde, birçok dilde tüm âlimler Aşk’ı dizeliyor, resmediyor. Çünkü her ülke tarihsel aktarımında Aşk’ları, savaşları daha yoğun kullanıyor. Savaşın olduğu her yerde AŞK; AŞK’ın olduğu her yerde savaş oluyor. Beyin nasıl tam çözülemediyse AŞK da yüzde yüz bilinemiyor. Birçok başarı aşkla doğup bir çok hastalık aşkla iyileşebiliyor. Düşünsenize, âşık olan âşık olduğunun her noktasında hayat

Aşk Dans Etmektir

Aşk Dans Etmektir Danışmanlık yaptığım anaokullarından birinde 4 yaş grubuyla drama çalışmaları yapıyorduk. Minik, çok sevimli kız ve erkek çocuklarıyla inanılmaz keyifli zamanlar geçiri- yorduk.Tüm çocuklar daire olup yere oturdular ve sohbet etmeye başladık. Onlara bir soru sordum: “Çocuklar AŞK nedir?” Hepsi birden gülmeye başladılar. O kadar tatlıydılar ki, fısır fısır konuşurlarken minik bir kız yüksek sesle dedi ki: “Sarılmak!” “Başka kim söyleyecek? Aşk nedir?” Bir erkek minik: “öpüşmektir!” “Başka?” Başka bir minik kız son noktayı koydu benim aşk nedir soruma: “Aşk dans etmektir.” “Nasıl yani?” “Annemle babam eve gelince zıplayıp sarılıyor.” Evet ben de katılıyorum bu miniğe. AŞK dans etmektir. Aynı beden diliyle tek bir ritimde aynı duygularla şimdiki zamanda bütünleşmektir. Çünkü AŞK iki kişinin bedeninde tek bir ritim olabil- mektir.

DUYGULARIN RENG -8-

DUYGULARIN RENG  -8- Şimdi, bir kanepenin ya da yatağınızın tam ortasına, hat- ta yerde halının üstünde sırt sırta gelecek şekilde oturun. Bacaklarınızı katlayın ve eşinizin sırtına yaslanın. Onun da aynı şekilde aynı beden duruşunda olmasını sağlayın. Sessiz bir şekilde hiç konuşmadan birbirinizin sırtını his- setmeye çalışın. Sırt sırtayken zihninizde sadece olumlu, pozitif duyguları tutmaya çalışın. Ana odaklanın. Ne geçmişe ne de geleceğe saplanın. Bu egzersizi haftada üç kez on dakika süreyle yapın. Top- lam 21 oturum gerekiyor. Etkilerini üçüncü oturumdan son- ra göreceksiniz. Bilinç boyutunda sırt sırta verdikçe güven ve sevgi peki- şecek. Bilincin ürettiği ve kelimelerle pisletmediği bu duygu- lar bilinç dışındaki negatiflikleri yok edecek. On dakikalık çalışmadan sonra yine birbirinize bakma- dan ne hissettiğinizi bir iki cümleyle seslendirin. İlkönce siz sırtınızdaki eşinize, sonra da o, size ne hissettiğini anlatsın. Ayağa kalktıktan sonra bir daha bu uygulama hakkında konuşulmasın.ce karıkoca iki sevgili de. Hatta arkadaşlar, dostlar bile ya- pabilirler.

DUYGULARIN RENGİ 7-

DUYGULARIN RENGİ 7- “Tanrıya şükür gelmiş!” Diğer kadın gülmeye başladı. “Carlton, Nick’lc bir iş meselesi hakkında konuşmak için Bermuda daki muhteşem bir plajdan beni buraya sürük- ledi.” “Carlton sırasını beklemek zorunda,” dedi Bebe umur- samazca. “Alcx ve benim burada olma sebebimiz de Nick. Alcx, uluslararası bir otel zinciri inşa etmek için Nick’lc konuşmak istiyor. İki haftadır Roma’dan Nick’c ulaşmaya çalışıyordu, fakat Nick telefonlarına cevap vermedi, biz de bu yüzden dün buraya geldik.” “Ericka’yı göremedim,” dedi diğer kadın. “Göremezsin, çünkü Nick onu buraya getirmedi… Onun yerine kimi getirdiğini görmek istiyorsan biraz bek- le.” Bcbe’nin görgülü sesindeki alaycı kahkaha, cümlesinin devamını getirmeden Lauren’ın kaskatı kesilmesine neden olmuştu. “Buna inanmayacaksın! On sekiz yaşlarında bir kız ve Missouri’dcki bir çiftlikten gelmiş. Nick bir saatli- ğine yanından ayrılmadan önce ona tek başına idare edip edemeyeceğini sordu…” İki kadın uzaklaştıkça sesleri du- yulmaz olmuştu. Bcbe’nin sözlü saldırısı Laıırcn’ı hem şaşırtmış hem de sinirlendirmişti, ama sakin bir

DUYGULARIN RENGİ -6

duyguların rengi  4 Erkekler yalan söylerken aşağıya kadınlar ise yukarı- ya bakarlar. Erkekleri suç işlemiş çocuk gibi görebilirsi- niz. Kadınlar ise burnundan kıl aldırmayan biri gibidirler. Gözler aynı zamanda her iki cinste de sağa bakar. Çünkü insanlar geleceği düşünürken yapısal olarak sağa bakarlar. Sağa bakmak bir tasarı olduğundan gelecekle alakalıdır. Yani her yalan söyleyen sağa bakar. Yalnız her sağa bakan da yalan söylemez. Bunun için saydığım her şeyin bir arada olması şart.Genellikle göz kontağı kurulmaz. Kadın da erkek de göz- lerini birbirinden kaçırırlar. Yalan söylerken tek kullanılan yer ağızdır, bu yüzden yalan söyleyen genellikle ağzını kapatma eğilimi gösterir. Özellikle bir parmağını dudağına götürüp kaşır gibi yapabilir. Yalan söylerken kan basıncı normalin üstüne çıkar. Yüzün en hassas yerlerinden olan burun üstü ise kaşınmaya başlar. Genellikle erkekler burnunu kaşırlar. Kadınlar ise hafif bir dokunuş yaparlar.Bedendeki hareketlerde hızlanma olur. Doğru söyleyen insan sakin ve emindir. Yalan söyleyen kişideki sakinlik gi- der ve gereksiz

DUYGULARIN RENGİ -5-

DUYGULARIN RENGİ “Nick!” Kadın elinde tuttuğu içkiye aldırış etmek- sizin sevinçle gülerek kendisini Nick’in kollarına attı ve Bebe’nin az önce gösterdiği samimiyete benzer bir şekilde onu öpmeye başladı. “Aylardır seni göremiyoruz!” diye onu azarladı geri çekilirken. “Söylesene, neler yapıyordun?” “Bazılarımızın hâlâ yaşamak için çalışmaya ihtiyacı var,” dedi Nick içten bir gülümsemeyle. Uzanıp Lauren’ın elinden tutarak onu arkadaşlarının oluşturduğu çembere doğru çekti. “Lauren, seni ev sahiplerimiz olan Tracy ve Gcorgc Middlcton ile tanıştırayım.” “Lauren, tanıştığımıza çok sevindim,” dedi Tracy ve Nick’c dönerek ekledi: “Neden ikiniz burada tek başınıza duruyorsunuz? Kimse geldiğinizi bile fark etmeyecek.” “Ben de bu yüzden burada durmayı tercih ediyorum,” dedi Nick açık bir şekilde. Tracy kederli bir kahkaha attı. “Sana bunun küçük bir parti olacağına söz verdiğimi biliyorum. Yemin ederim, davet ettiğimiz herkesin geleceğini ummuyorduk. Bu du- rumun evde yarattığı karışıklığı hayal dahi edemezsin.” Lauren rengi mora dönen gökyüzüne, ardından om- zunun üstünden iskeleye baktı. Neredeyse tüm konuk-

Sayfa 4 of 18 1 2 3 4 5 6 18