
Evet. sıfıra sıfır elde var sıfır. Dün de pek bırşey yapama-
dım.»
«Peki, o eski kitap satan dükkâna gidecektin. Oradan bir
ip ucu elde edemedin mi?»
Brennan. dükkânda olup bitenleri anlattı. Doyle de hiç kı-
pırdamadan büyük bir dikkatle onu dinledi Brennan. sözlerini bi-
tirince: «Richard Burton’un kitaplarını alan odamın adı neydi? di-
ye sordu. «Joe Peet ml dedin?» Doyle bir yandan da contasını
karıştırmaya başlamıştı
«Evet. Joe Peet Adamın odını önce duymuş muydun?»
«Galiba Bokalım. şimdi anlıyocoğız. Peet pek öyle kolay
kolay unutulacak adlardan değil.»
Doyle. Hozel’in Moskova’dan gönderdiği röportajların dos-
yasını çıkarıp Brennan’a uzattı: avrupa yakası escort
Brennan. yazıyı başından sonuna kadar dikkatle okudu. Da-
yanomodı bir daha göz gezdirdi. Sonra kâğıttan masaya bıraktı.
«Çılgının biriymiş bu Joe Peet.» dedi. «Hazel Smith’kı yaz-
dıklarına bakılırsa. Peet, Chicago’da büyümüş. Roosevelt Lise-
sinde okumuş, iki yıl sonra okuldan atılmış Askere alınmış. Vi-
etnam’a gönderilmiş. Ondan sonra do binbir çeşit işte çalışmış
Boşloy Balesi New York’da temsiller verdiği zaman bizim deli-
kanlı da tiyatroda getir-götür işlerinde çalışıyormuş. Ruslar ona
gayet iyi davranmışlar., o do Ruslara hayran kalmış. Doha ön-
celeri annesiyle babasının Litvanya’dan Amerika’ya göçettiideri-
ni söylediği halde sonradan oilesinin Rus asıllı olduğunu ilen
sürmüş, beylikdüzü anal escort
Bundan sonro da bizim delikanlı Rusya’ya gitmek için para
biriktirmeye başlamış. O turistik gezide de yirmi üç yaşında lud-
milla adında bir Rus kızıyla tanışmış. Kız bir otomobil fabrika-
sında işçiymiş. Joe Peet. Amerika’da pek çok kızla tanışmış, flört
etmiş ama bu Ludmilla bambaşkaymış. Ona erkek olduğunu ha-
Ludmilla’nın Peet’le birlikte Amerika’ya gitmesine izin verllme-
tırlatıyoanuş. Artık bu da ne demek oluyor, bilemem… Neyse,
miş. Delikalı Rusya’da kalıp Ludmilta’ykı evlenmek istemiş AmaRus vatandaşı olmak istemesi romantik nedenlere dayandığı için
Sovyetler onun Rusya’da kalmasıno İzin vermemişler. Peet’ln
Hazel’e söyledi son sOzler de şöyle: Bundan sonra tek amacım
ulaşıncaya kadar da kendi hükümetimle de Rus Hükümetiyle de
mücodeklen vazgeçmeyeceğim. İşte hepsi bu kodar. Jay.»
Brennan. dosyayı Doyle’ye uzattı. Fokat Doyle: «Sende kal-
sın.» dedi «Bu yazılanlardan çıkardığın sonuç nedir?»
«Bilmiyorum Belki de Peet’ln Ludmilla’sı. Sovyet delegele-
rinin emrinde görevlidir. Peet de onu götürebilmek için Paris’e
geldi.
«Bir fabrika işçisinin Sovyet delegelerinin yanında ne işi
olabilir?» escort beylikdüzü
«Hiç.»
«Bana kalırsa delegeler arasında önemli kişiler bulunduğu
için buraya gelmiştir. Bu oda m la r ta görüşüp. Rusya’ya dönmek
için izin İsteyecek.»
«Bok bu daha okla yakın bir ihitmal. Fakat bir de şu eski ki-
tap meselesi var. Jay. Rostof’un sıksık uğradığı dükkâna gitti-
ğim zaman Rostof’un yerine adı sanı duyulmamış bir Amerikalı-
nın bir eşleri daha bulunmayan üç kitabı satın aldığını öğreni-
yorum. Hem bu odam niye gerçekte varolmayan bir kitabı satın
alıyor?»
Doyle. meraklanmıştı: «Belki de yanlışlıkla bu kitabın adını
verdi ve onun yerine başka bir kitap aldı. Belki de bu od bir şif-
reydi. O kitapçı dükkânı Komünistlerin buluşma yeri de olabilir»
«Casuslann buluşma yeri. Evet. ben de bunu düşünmüş-
tüm. Ama sana açıklamokton çekinlyordum. Julien Fransız Ko-
münist partisinin bir üyesidir belki de. Böyle şeyler oluyor Hem
dükkânın arka bölmesinde «France Nouvelle» dergisinin de bir
sayısını gördüm Bu dergi. Komünist partisinin organıdır değil mi.
Ama bu adamın casuslara yataklık etmesine aklım ermiyor. Ak-
lım erse bile bunun bize bir faydası yok.»
«Yeterince bilgi edinmediğin için öyle düşünebilirsin. Niye
şu Peet’I biraz daha dikkatli incelemiyorsun? escort beylikdüzü
«İncelersem ne olacak? Hayır, detektifçllik oynamak İste-
miyorum. Buraya Rostof’la görüşmek için geldim. Ama böyle gö-
rünüyor ki ben bu işi başaramayacağım. Eğer Eamshaw yardım
etmeye yanaşsaydı belki birşeyler başarabilirdik. Ama bok sana
onun da dertleri kendine yetiyor. Bana nasıl yardımcı olsun, hem
niye yapsın bunu? Hayır. Jay. artık benden paso Boş umutlar
peşinde uçan bir güvercin taslağı olmak istemiyorurç. Burası
benim yerim değil. Beni San Marco Meydanı paklar, orada ger-