duyguların rengi -2

    Model Detayları

    • Kayıt Tarih: 25 Mayıs 2013 10:26:20
    • Bitiş Tarihi: Bu ilanin süresi doldu

    Model Açıklaması

    duyguların rengi -2

     

    Kişilik
    Yaşlandıkça sosyal ilişkilerde azalma gözlenir. Yenilikle-
    re, yeni şeyler yapmaya ve öğrenmeye karşı yaşlılar uıtucu
    olur. Çevreye ilgileri azalır, sosyal ilişkileri gittikçe azalır.
    Bu durum genellikle yapamamaktan ve hareket zorlukların-
    dan kaynaklanır. Ölümler nedeniyle sosyal çevreleri azalır,
    yeni ilişkiler kurmak zorlaşır. Yaşlılıkta kişiler aşırı tutum-
    lulaşır, mal ve para düşkünlüğü artar. Gerçekte çok da ge-
    rek duymadıkları, duymayacakları şeylere aşırı bağımlılık
    göstermeye başlarlar.
    Aslında yaşlılık dönemi Erikson tarafından benlik bü-
    tünlüğünün tamamlandığı dönem olarak tarif edilir. Bu-
    nun anlamı kişinin geçmiş yaşannların tümünün kendine
    ait olduğunu kabullenişi, geçmişle ilgili pişmanlıklar ve öz-
    lemler taşımamasıdır. Bunu sağlayabilen yaşlılar için gele-
    cek belirlidir, ölümden korkmazlar. Gençlere kızmaz, onla-
    rın haklarına saygılı olur ve önem verirler.
    •Tüm bu gelişimleri, yaşlının daha önceki kişilik özellik-
    leri, yaşlılıkla birlikte oluşan hastalıklar, aldığı ilaçlar, kişisel
    kayıplarla bağlannlıdır. Hastalıklar ve ilaçlar yaşlının zihin-
    sel, bedensel ve kişilik gelişimini olumsuz etkileyen durum-
    lardır. İyi bakım, devam eden sosyal ilişkiler, çocuklar ve to-
    runlarla paylaşılan zamanlar yaşlıların bu dönemi daha sağ-
    lıklı geçirmelerini sağlayan önemli sosyal desteklerdir.
    Toplumumuzun önemli geleneklerinden biri yaşlılara
    saygı ve bağlılıktır. Yaşlılar genellikle bakımlarını sağlayama-
    dıkları zaman, gençlerle birlikte yaşamaya başlarlar. Ya da
    en azından yakın yerlerde otururlar ve sorunlar paylaşılır.
    Değişmeye başlayan toplumsal yapılardan biri de, insanlararası mesafeler, yalnızlaşma ve ayrışmadır. Bu durum yaşlı-
    ların son dönemlerini yalnız geçirmelerine neden olmakta-
    dır. Sosyal kurumların arttırılması daha önemli hale gelmiş-
    tir. Huzur evlerinin kimseleri olmayan insanların bulundu-
    ğu bir yer değil, yaşlı insanların sosyal çevre kurabilecekle-
    ri, bakımlarının yapılabileceği, sağlık kontrollerinin olacağı
    gerekli mekânlar olarak değerlendirilmesi gerekir.
    Hepimizin bir gün yaşlanacağı kaçınılmaz bir gerçek.
    Yapabileceklerimizi yapmış olmanın mutluluğu ve geleceği
    eğittiğimiz veya yetiştirdiğimiz kişilere teslim etmenin huzu-
    ru ile sağlıklı, çevremizde bizi seven ve değer veren insan-
    larla birlikte olmayı ummak, bunu sağlamaya çalışmak yaş-
    lanmayı güzelleştirecektir.
    Bu yazıyı Erikson’un bir sözüyle tamamlamak istiyo-
    rum: “Yaşlılarda ölümden korkmamaya yetecek kadar ben-
    lik bütünlüğü olursa, çocuklar da yaşamdan korkmayacak-
    lardır.”Kızdığımızda, öfkelendiğimizde ya da sıkıldığımızda, bu
    duygularımızın şiddetini belirtmek için, “Saçlarımı yol-
    dum,” ya da “Bana saçlarımı yoldurdu,” deriz. Çoğu za-
    man öylesine söylediğimiz bu söz aslında çok bilinmeyen
    bir ruhsal rahatsızlığı tarif etmektedir. Göze çarpar derece-
    de saç kaybıyla sonlanacak şekilde kişinin kendi saçlarını
    tek tek yolmasına trikotillomani denir. Bu terim 1889’da
    Fransız bir dermatoloji doktoru taralından ‘karşı konula-
    mayan saç yolma dürtüsü’nü belirtmek için kullanılmıştır.
    Psikiyatri hastalığı olarak dürtü bozuklukları başlığı altında
    sınıflanır. Eğer kişi saç yolma dürtüsünü ertelemeye ya da
    durdurmaya çalışırsa gittikçe artan oranda gerginlik hisse-der. Saçlarını yolduğunda ise bir haz, rahatlama ve doyum
    duygusu yaşar. Herhangi bir cilt hastalığına bağlı olmayan
    bu durum ilerledikçe kişinin yaşamını olumsuz etkileyen
    bir hal alır.
    Başlangıçta çok nadir görüldüğü düşünülen ‘saç yol-
    ma’nın, aslında yaklaşık her yüz kişiden dördünde olduğu
    fark edilmiştir. Bazen erken yaşlarda başlar, kadın ve erkek-
    lerde aynı oranda görülür ve iyileşme oranı daha fazladır.
    Bazen de geç yaşlarda başlar, kadınlarda daha sıknr ve sü-
    reğen bir durum halini alabilir. Dürtü kontrol bozukluğu
    olarak sınıflandırılmakla beraber, bir çeşit takınn olduğu
    ve obsesif kompülsif bozuklukla benzerlikler gösterdiği bi-
    linmektedir. Bazen kıl yolma sadece saçla kalmaz. Buna
    başta kirpikler olmak üzere kaşlar da eklenebilir.
    Stresli durumlarda saç, kaş ve kirpik yolmalar artmakta-
    dır. Ailelerin birinci çocuklarında daha sık görülmesi, kıs-
    kançlığın hastalığın başlamasında etkili olduğunu düşün-
    dürmektedir. Yine ailesel bazı özelliklerden söz edilebilir.
    Aşırı mükemmeliyetçi, eleştirici annelere karşın, edilgen,
    duygularını belli etmeyen babalar bu hastaların ailelerinde
    sık rastlanan bir ortaklıktır.
    Herhangi bir stresli olay yaşanmasının ardından başla-
    masına daha sık rastlanmakla birlikte, hastalığın oluşması
    genellikle uzun yıllar almaktadır. Çocukluk ve gençlikte ge-
    nellikle ders çalışma sırasında başlayan saç çekmeler izle-
    nir. Bunu kirpik ve kaşlar izler. Saç ya da diğer kılların ko-
    parılmasıyla bir gerginlikten kurtulma, rahatlama söz ko-
    nusu olmakla birlikte, hastalar ağrı ya da acıdan bahsetme-
    mektedirler. Kimi zaman kaşıntı duruma eşlik edebilir.Bulgular çoğunlukla kişi yalnız olduğu zamanlarda ortaya
    çıkmaktadır. Bu nedenle de bunun bir sorun olduğunun
    anlaşılması ve tedavi arayışları gecikmektedir. Bu davranış-
    lara tırnak yeme, parmak emme veya sallanma gibi davra-
    nışlar eşlik etmektedir. Bunun yanı sıra diğer ruhsal bozuk-
    luklar da birlikte görülebilir. Depresyonu göz ardı etme-
    mek gerekir. Sıkınn, stres yaratacak her türlü durum saçla-
    rınızı yolmanıza neden olabilir.
    Saç, kirpik ya da kaşların yolunması bir süre sonra bu
    kılların geri gelmemesi sonucunu doğurmaktadır. Saçsız,
    kirpiksiz ya da kaşsız olmak görüntü olarak ek sorunlara
    yol açacağı gibi, ‘neden’ sorusuna yanıt vermek de yorucu
    ve streslidir. Zaman geçtikçe sorunu çözmek zorlaşır. Ge-
    nellikle sorunun çözümü kuaförlerde arandığından, süre
    uzamaktadır. Sosyal yaşam için oldukça engelleyici ve sıkın-
    tı verici bir durum olması nedeniyle, bu sorunla yaşamak
    zorunda kalanlar, tedavide gecikmiş olanlar birçok ülkede
    siteler kurarak sorunlarını paylaşmakta ve çözüm aramak-
    tadırlar.
    Kendinizde ya da çocuğunuzda benzer bir durum fark
    ettiğinizde hemen bir psikiyatriste başvurmak ve nedenini
    öğrenmek gerekir. Tedavisinde altta yatan nedenin ve bu-
    na eşlik eden durumların tanınması ve giderilmesi ilk iştir.
    Davranışçı yöntemler adı verilen tedavi yöntemi uzun sür-
    mekle birlikte etkili olmaktadır. Ayrıca bazı antidepresan
    ilaçların tedavi edici etkisi bilinmektedir.
    Kızdığımızda, üzüldüğümüzde, öfkelendiğimizde sadece
    lafta kalması şartıyla ‘saçımızı yolmak’ etkili bir cümle ola-
    bilir. Yine de bu sözün altındaki gerçeği unutmamak, söz-de kalmayıp eyleme geçtiğinde bir hastalık olduğunu anım-
    samak gerekir. Bölgesel olarak saçsız kalmış bir başla, şar-
    kılara, şiirler konu olmuş güzellik ve çekicilik simgesi kaş
    ve kirpiklerimizi yitirmiş bir şekilde yaşamanın hoş olma-
    yacağı bir gerçek. Bu nedenle en baştan tedbir almakta ya-
    rar var. Hele yaşadığımız ülkede bunca saç yolduracak ha-
    ber, olay ve gerçekler varken.

    İlan ID: 6606050c69d52046

      

    Bir Cevap Bırakın

    Yorum yazmak için giriş yapmalısınız.